5/5 Hüseyn H. 4 years ago on Google
(Translated
by
Google)
HÜSEYN
CAVID
-
"Every
servant
has
a
penance
in
the
pocket,
Every
Ahl
al-Halqah
has
a
Qiblah,
Everyone
has
a
love,
a
God,
Menim
God
is
beauty,
love
is.
"
Hüseyin
Cavid
was
born
on
24
October
1882
in
the
village
of
Şahtahtı,
Nakhichevan,
Azerbaijan.
His
father,
Hadji
Molla
Abdullah,
and
his
elder
brother,
Sheikh
Mohammed,
were
clergymen.
They
wanted
Hussein
Cavid
as
well
as
themselves.
So
he
started
his
primary
education
in
Mollahane.
He
learned
Arabic,
Persian
and
religious
sciences
from
his
brother.
When
the
courses
in
Mollahane
did
not
attract
attention,
he
left
the
religious
school
and
in
1894,
he
enrolled
in
the
ıp
new
procedure,
class
in
Nakhchivan.
In
1898
he
graduated
from
this
school
where
he
got
his
first
knowledge
of
Persian
and
Turkish
literature.
Due
to
the
discomfort
in
his
eyes,
he
was
sent
to
Tabriz
in
1901
by
his
father
to
have
him
treated
both
his
eyes
and
his
religious
education.
However,
his
father's
request
was
not
due
to
Hüseyin
Cavid's
refusal
to
return
to
religious
education.
Cavid,
who
stayed
in
Tabriz
for
a
few
years
after
the
treatment,
was
engaged
in
classical
Oriental
literature
and
philosophy
as
well
as
advancing
his
Persian
and
Arabic
language.
In
1905
Hüseyin
Cavid
returned
to
Nakhchivan
and
went
to
Istanbul
for
higher
education.
Here
he
tried
to
learn
French
while
giving
his
exams
(high
school).
After
finishing
secondary
education,
he
entered
İstanbul
Darülfünunu
Literature
Branch
the
same
year;
He
graduated
in
1909.
Upon
his
return
to
Istanbul,
he
worked
as
language
professor
and
lecturer
in
Nakhchivan,
Ganja,
Baku,
Tbilisi
and
Revan.
He
learned
Russian
in
Tbilisi.
1926
attended
the
Baku
Turkology
Congress.
In
June
1926,
the
Soviet
Government
of
Azerbaijan
sent
Hüseyin
Cavid
to
Berlin
to
treat
his
eyes
and
to
study
Western
literature.
After
1930,
he
was
attacked
very
hard
by
the
Azerbaijani
press
for
not
writing
appropriate
works
for
the
regime.
In
1932,
he
was
admitted
to
the
Union
of
Writers,
but
he
could
not
escape
the
pressure
and
pressure
of
the
communists.
He
was
arrested
in
1937.
For
many
years,
it
was
not
known
where
he
died.
However,
after
the
Communist
Party
of
Azerbaijan
decided
to
celebrate
the
100th
Anniversary
of
Hüseyin
Cavid's
birth
in
1983,
the
investigation
file
in
the
KGB
revealed
that
he
died
in
1941
in
Siberia,
Irkutsk.
The
poet
began
writing
poetry
at
an
early
age,
and
wrote
his
first
poems
in
Salik.
Some
of
these
poems
were
published
in
the
Azeri
press
after
1904.
Salik
changed
his
nickname
in
Istanbul
and
used
Cavid's
signature.
A
series
of
poems
called
"Deniz
Perisi"
(Autumn
in
the
Fall)
are
emotional,
enthusiastic
poems
written
in
Istanbul.
While
he
was
studying
at
Istanbul
University,
Cavid
met
Abdülhak
Hamit,
Tevfik
Fikret
and
Rıza
Tevfik
and
they
took
private
philosophy
lessons
from
Rıza
Tevfik.
Some
of
the
Azerbaijani
intellectuals
deserved
the
title
of
van
Abdülhak
Hamid
of
Azerbaijan
aydın
to
Cavid.
Hüseyin
Cavid,
who
was
accused
of
being
"Panticalist",
"Panislamist"
and
"anti-Communist"
during
the
Soviet
period,
was
forgiven
after
his
death,
and
his
funeral
was
brought
to
Nakhchivan,
buried
in
state
funeral,
and
a
monumental
tomb
was
built
in
1996
for
the
poet.
SOME
WORKS:
Poetry:
Past
Days
Various
Poems
Spring
Sunflowers
Theater:
Main
(verse)
Maral
Sheikh
San'an
(manzum)
Seyda
Abyss
Demon
Disaster
The
Prophet
(verse)
Topal
Timur
Siyavus
(verse)
Khayyam
The
Revenge
of
the
Devil
(verse)
Kinyaz
(verse)
(Original)
-
HÜSEYN
CAVİD
-
"Her
kulun
cihanda
bir
penâhı
var,
Her
ehl-i
halın
bir
kıblegâhı
var,
Herkesin
bir
aşkı,
bir
Allah'ı
var,
Menim
Tanrım
güzelliktir,
sevgidir."
Hüseyin
Cavid,
24
Ekim
1882'de
Azerbaycan'ın
Nahçıvan
şehri,
Şahtahtı
köyünde
doğdu.
Babası
Hacı
Molla
Abdullah
ve
ağabeyi
Şeyh
Muhammet
din
adamı
idiler.
Hüseyin
Cavid'i
de
kendileri
gibi
yetiştinnek
istediler.
Bu
sebepten
de
ilköğrenimine
Mollahane'de
başladı.
Ağabeyinden
Arapça,
Farsça
ve
dini
ilimler
öğrendi.
Mollahane'deki
dersler
ilgisini
çekmeyince,
dini
tahsili
bırakıp
1894
yılında
Nahçıvan'da
"yeni
usul"
ders
verilen
Mekteb·i
Terbiyye'ye
kaydoldu.
1898
yılında,
Fars
ve
Türk
edebiyatlarına
dair
ilk
bilgileri
edindiği
bu
okuldan
mezun
oldu.
Gözlerinde
meydana
gelen
rahatsızlık
nedeniyle,
1901
yılında
babası
tarafından,
hem
gözlerini
tedavi
ettirmesi,
hem
de
dini
tahsilini
sürdürmesi
için
Tebriz'e
gönderildi.
Ancak
babasının
bu
isteği
Hüseyin
Cavid'in
tekrar
dini
eğitime
dönmek
istememesi
nedeniyle
gerçekleşmedi.
Tedaviden
sonra
birkaç
yıl
Tebriz'de
kalan
Cavid,
burada
Farsça
ve
Arapça'sını
ilerletmekten
başka,
klasik
Şark
edebiyatı
ve
felsefesiyle
de
meşgul
oldu.
Bir
ara
Nahçıvan'a
dönerek
öğretmenlik
yapan
Hüseyin
Cavid,
1905
yılında
yüksek
öğrenim
için
İstanbul'a
gitti.
Burada
idadinin
(lise)
sınavlarını
verirken,
Fransızca
da
öğrenmeye
çalıştı.
İdadiyi
bitirdikten
sonra
aynı
yıl
İstanbul
Darülfünunu
Edebiyat
Şubesi'ne
girdi;
1909
yılında
mezun
oldu.
İstanbul
dönüşü,
Nahçivan,
Gence,
Bakü,
Tiflis
ve
Revan'da
dil
ve
edebiyat
muallimliği
yaptı.
Tiflis'te
Rusça
öğrendi.
1926
Bakü
Türkoloji
Kongresi'ne
katıldı.
Haziran
1926'da,
Azerbaycan
Sovyet
Hükümeti,
Hüseyin
Cavid'i
hem
gözlerini
tedavi
ettirmesi,
hem
de
Batı
Edebiyatı'nı
incelemesi
için
Berlin'e
gönderdi.
1930
yılından
sonra
rejime
uygun
eserler
yazmadığı
gerekçesiyle
Azeri
basınında
çok
sert
hucumlara
uğradı.
1932
yılında
Yazarlar
Birliği'ne
kabul
edildi
ise
de
komünistlerin
takibinden
ve
baskısından
kurtulamadı.
1937
yılında
tutuklandı.
Uzun
yıllar
hangi
tarihte,
nerede
öldüğü
bilinmedi.
Ancak
1983
yılında
Azerbaycan
Komünist
Partisi'nin
Hüseyin
Cavid'in
100.
Doğum
Yıldönümü'nü
kutlama
kararı
almasından
sonra,
KGB'deki
soruşturma
dosyası
açıklanınca
1941'de
Sibirya'da,
İrkutsk'ta
öldüğü
anlaşıldı.
Çocuk
denecek
bir
yaşta
şiir
yazmaya
başlayan
şair,
ilk
manzumelerini
Salik
mahlası
ile
yazdı.
1904
yılından
sonra
bu
şiirlerinden
bazıları
Azeri
basınında
yayınlandı.
Salik
takma
adını
İstanbul'da
iken
değiştirerek
Cavid
imzasını
kullandı.
"Sonbaharda",
"Deniz
Perisi"
adlı
bir
dizi
şiiri,
İstanbul
yıllarında
kaleme
alınmış
duygusal,
coşkulu
şiirlerdir.
İstanbul
Edebiyat
Fakültesi'de
okurken,
Abdülhak
Hamit,
Tevfik
Fikret
ve
Rıza
Tevfik
ile
tanışan
Cavid
onların
derslerine
girdi,
ayrıca
Rıza
Tevfik'ten
özel
felsefe
dersleri
aldı.
Bir
kısım
Azeri
aydınlarının
Cavid'e"
Azerbaycan'ın
Abdülhak
Hamid'i
"
unvanını
layık
görmesi,
bu
dönemin
izlerinden
kaynaklanmaktadır.
Sovyet
döneminde,
"Pantürkist",
"Panislamist',
"Antikomünist"
olmakla
suçlanan
Hüseyin
Cavid,
ölümünden
sonra
affedilerek,
cenazesi
Nahçıvan'a
getirildi;
devlet
töreniyle
toprağa
verildi;
1996
yılında
şair
için
bir
de
anıt
mezar
yaptırıldı.
BAZI
ESERLERİ:
Şiir:
Geçmiş
Günler
Muhtelif
Şiirler
Bahar
Şebnemleri
Tiyatro:
Ana
(manzum)
Maral
Şeyh
San'an
(manzum)
Şeyda
Uçurum
(manzum)
İblis
(manzum)
Afet
Peygamber
(manzum)
Topal
Timur
Siyavuş
(manzum)
Hayyam
İblis'in
İntikamı
(manzum)
Kinyaz
(manzum)
1 person found this review helpful 👍