5/5 BA M. 4 years ago on Google
(Translated
by
Google)
During
the
post-industrial
spatial
transformation
process
of
the
Golden
Horn,
strong
investments
were
made
to
make
museums
and
cultural
centers
an
urban
festival
and
celebration
venue.
These
investments
are
made
using
the
building
heritage
(factories,
shipyards,
sledges,
power
plants,
slaughterhouses,
etc.)
located
on
the
northern
side
of
the
Golden
Horn.
North
Haliç
is
in
the
process
of
becoming
a
cultural
coastline
starting
from
Istanbul
Modern
to
Tersane-i
Amire,
Aynalıkavak
Pavilion,
Koç
Museum,
Sütlüce
Cultural
Center,
Minyatürk
and
Silahtarağa
Museum
District.
On
the
other
hand,
it
is
not
possible
to
talk
about
a
similar
activity
intensity
on
the
North
Haliç
coast,
especially
between
Eminönü
and
Eyüp,
where
the
accumulation
of
port
structures
is
almost
completely
eradicated.
Although
there
are
important
attraction
points
such
as
Fener-Balat
and
Tahtakale
behind
the
shore,
it
is
difficult
to
say
that
there
are
areas
other
than
Feshane-i
Amire,
Library
of
Women's
Works,
Zindan
Han
and
Baba
Cafer
Dungeon.
The
Golden
Horn
is
turned
into
a
“museum
port
ve
and
the
South
side
needs
to
be
balanced
with
a
similar
activity
intensity.
The
an
Rezan
Has
Golden
Horn
Culture
Museum
olan
within
Kadir
Has
University
is
a
very
important
initiative
in
this
context
and
will
fill
a
big
gap
in
such
a
strategic
geographical
framework.
It
is
known
that
Kadir
Has
University
building,
which
represents
the
rich
historical
structure
of
Istanbul,
consists
of
four
layers.
At
the
bottom,
there
is
a
Byzantine
cistern,
the
beginning
of
which
dates
back
to
the
11th
century,
and
the
remains
of
an
Ottoman
bath
dating
back
to
the
17th
century.
The
Cibali
Tobacco
Factory,
built
in
the
1880s,
is
located
on
this
foundation.
The
Kadir
Has
University's
1400-year-old
building
embraces
the
history
of
the
European
Union's
Nostra
European
Cultural
Heritage.
This
cistern,
located
in
the
Rezan
Has
Haliç
Museum
of
Culture
and
dating
back
to
the
11th
century,
was
established
to
meet
the
water
needs
of
the
region.
This
cistern
is
completely
Byzantine
architecture;
It
consists
of
24
domes
and
48
columns.
It
is
known
that
it
was
excavated
by
the
Archeology
Museum
in
1944.
It
is
estimated
that
the
employees
of
the
factory
used
it
as
a
shelter
before
the
Republican
period,
ie
during
the
war.
The
cistern
also
served
as
a
warehouse
where
food
was
stored
and
witnessed
the
events
of
the
period.
This
cistern,
which
was
used
as
a
bath
during
the
Ottoman
Empire
in
the
17th
century
after
the
conquest
of
Istanbul,
also
witnessed
this
period.
The
side
of
the
cistern
used
as
a
bath
was
found
as
a
result
of
excavations.
Visitor
Days
and
Hours:
It
can
be
visited
every
day
between
09:00
-
18:00.
Visitor
Fees:
Full:
3,00
TL
Student:
1,00
TL
(Original)
Haliç’in
endüstri-sonrası
mekansal
dönüşüm
sürecinde,
müzelerin,
kültür
merkezlerinin
sıralandığı
bir
kentsel
festival
ve
kutlama
mekanı
olması
yönünde
güçlü
yatırımlar
yapıldı.
Bu
yatırımlar
Haliç’in
Kuzey
yakasında
yer
alan
yapı
mirası
(fabrikalar,
tersaneler,
gemi
kızakları,
elektrik
santralleri,
mezbahalar,
vb)
kullanılarak
yapılmakta.
Kuzey
Haliç
İstanbul
Modern’den
başlayarak,
Tersane-i
Amire,
Aynalıkavak
Kasrı,
Koç
Müzesi,
Sütlüce
Kültür
Merkezi,
Minyatürk,
Silahtarağa
Müze
Bölgesi’ne
kadar
uzanan
bir
süreklilikte
bir
kültür
kıyısı
haline
gelme
sürecindedir.
Buna
karşın
liman
yapıları
birikimi
neredeyse
tamamen
silinen
Güney
Haliç
kıyısında
-
özellikle
Eminönü
Eyüp
arasındaki
bölgede-
Kuzey
kıyısına
benzer
bir
aktivite
yoğunluğundan
bahsetmek
mümkün
değildir.
Kıyı
gerisinde
Fener-Balat,
Tahtakale
gibi
önemli
çekim
noktaları
yer
alsa
da,
kıyıda
Feshane-i
Amire,
Kadın
Eserleri
Kütüphanesi,
Zindan
Han
ve
Baba
Cafer
Zindanı
dışında
kent
bütününe
hitap
eden
alanların
olduğunu
söylemek
zordur.
Haliç,
bir
“müze
limanı”
haline
getirilmekte
ve
Güney
yakasının
da
benzer
bir
aktivite
yoğunluğu
ile
dengelenmesi
gerekmektedir.
Kadir
Has
Üniversitesi
bünyesinde
yer
alacak
olan
“Rezan
Has
Haliç
Kültürleri
Müzesi”
bu
bağlamda
çok
önemli
bir
girişimdir
ve
böylesi
bir
stratejik
coğrafi
çerçeve
içinde
büyük
bir
boşluğu
dolduracaktır.
İstanbul’un
zengin
tarihi
yapısını
temsil
eden
Kadir
Has
Üniversitesi
binasının
dört
katmandan
oluştuğu
bilinmektedir.
En
altta
başlangıcı
11.
yüzyıla
tarihlenen
Bizans
sarnıcı,
onun
üzerinde
17.
yüzyıla
tarihlenen
bir
Osmanlı
hamamının
kalıntısı
bulunmaktadır.
Bu
temelin
üzerinde
ise
1880’lerde
yapılmış
olan
Cibali
Tütün
Fabrikası
yer
almaktadır.
Kadir
Has
Üniversitesi’nin
1400
yıllık
bir
tarihi
kucaklayan
binasının
2003
yılında
Avrupa
Birliği’nin
Nostra
Avrupa
Kültür
Mirasi
çerçevesi
içinde
en
iyi
korunmuş
tarihi
bina
ödülünü
almıştır.
Rezan
Has
Haliç
Kültürleri
Müzesi’nin
içinde
yer
alan
ve
tarihi
11.
yüzyıla
kadar
giden
bu
sarnıç,
bulunduğu
bölgenin
su
ihtiyacını
karşılamak
amacı
ile
kurulmuştur.
Tamamen
Bizans
mimarisine
sahip
olan
bu
sarnıç;
24
kubbe
ve
48
sütundan
oluşmaktadır.
1944
yılında
Arkeoloji
Müzesi
tarafından
yapılan
kazılarla
ortaya
çıktığını
bilinmektedir.
Cumhuriyet
dönemi
öncesinde
yani
harp
dönemlerinde
fabrikanın
çalışanlarının
burayı
sığınak
olarak
kullandığı
tahmin
edilmektedir.
Sarnıç
yiyeceklerin
de
saklanıldığı
bir
depo
olarak
da
hizmet
vererek
dönemin
olaylarına
şahitlik
etmiştir.
İstanbul’un
fethi
sonrası
17.
yüzyılda,
Osmanlı
İmparatorluğu
zamanında
hamam
olarak
kullanılan
bu
sarnıç
bu
döneme
de
tanıklık
etmiştir.
Sarnıcın
hamam
olarak
kullanılan
tarafı
yapılan
kazı
çalışmaları
sonucu
bulunmuştur.
Ziyaretçi
Gün
ve
Saatleri: Hergün
09:00
-
18:00
saatleri
arasında
ziyaret
edilebilir.
Ziyaretçi
Ücretleri: Tam:
3,00
TL
Öğrenci:
1,00
TL