5/5 YALÇIN A. 9 months ago on Google
Gedik
Ahmet
Paşa
Camii’nin
güney
doğusunda,
hamam
ve
camiye
oranla
daha
yüksek
bir
teras
üzerine,
mimar
Ayaz
Ağa
tarafından
külliyenin
bir
bölümü
olarak
yapılmıştır.
Kesme
taş
kaplamalı,
2
büyük,
24
küçük
kubbeli
dikdörtgen
planlı
bir
yapıdır.
Girişi
batıdadır.
Ortada
bir
avlu,
avlunun
her
iki
yanında
revaklar
ve
revaklara
açılan
7’şer
hücre
ve
bir
dershane
ile
yazlık
eyvandan
meydana
gelen
Osmanlı
medreselerinin
tipik
bir
örneğidir.
Vakfiyeden
öğrenilene
göre
medrese,
cami
ve
imaretten
sonra
yapılmıştır.
Girişte
avlunun
iki
tarafında
dörder
mermer
direk
ve
kemerler
üzerine
oturan
beşer
kubbeli
revaklar
bulunmakta
olup,
revak
ve
hücre
kubbeleri
kasnaksız
ve
basık
yapılmıştır.
Evliya
Çelebi,
Seyahatname’sinde:
“….ve
bir
medresesi
var
70
hücredir.
Dersamı
ve
talebeleri
mevcuttur.
Müderrisin
mabeyninde
payesi
âli
bir
medresedir
ve
…”
diye
tanımlamaktadır.
Medrese
1543-1544’den
önce
derece
itibariyle
otuzlu,
1565-1566’dan
önce
ise
ellili
medreseler
arasında
bulunuyordu.
XX.
yüzyılın
başlarına
kadar
medrese
olarak
kullanılan
bina,
Cumhuriyet’in
ilk
yıllarında
onarılarak
önce
(1931)
Müze
Deposu,
1933
yılından
1971
yılına
kadar
Müze
Müdürlüğü
olarak
hizmet
vermiş,
arkasından
uzun
yıllar
boş
kalmış,
yapılan
tamir
ve
restorasyon
sonunda,
1995-1997
yıllarında
Türk
İslam
Eserleri
Müzesi
olarak
kullanılmıştır.
Kaynak: "Anadolu'nun
Kilidi
AFYON"
kitabından
25.02.2013
tarihinde
kaydedilmiştir.